olgun insandan hoşlanmak aslında sadece erkeklere yahut hanımlara özel bir durum değil.
her ne kadar "yoğ artık canım" diyecek olsanız bile bu tamamen hormonal ve doğanızda olan bir durum kardolar.
baştan belirtelim olgun kadın/erkek olarak kastımız fiziki gelişmişliktir. yani düşünce ve duruş olarak olgunluğun önemini bir başka entryde açıklayacağım.
şimdi efendiler sizin o beyniniz varya, fiziki olarak olgun bir karşı cins görünce diyor ki:
beyniniz: "al bunu. al bunu koy kenara"
siz: sebep?
b: "çünkü insan ırkını en iyi bu bireyle devam ettirebilirsin"
s: yoh yaw
b: "çocuğunu en iyi bu besler, en iyi bu büyütür. al bunu."
s: harbi mi diyorsun abi ya?
b "olum büyük sözü dinle al bunu. gelecek nesil en iyi bunla devam ettirirsin. çek bunu hemen"
yani hacılar, bunlar hep beyninizin oyunu. aslında sizin zevkiniz olarak tanımladığınız şey ufacık minicik bi et/kas parçasının oyunları.
2
+
-entiri.verilen_downvote
biraz da şey meselesi bu, şimdi bakıyorum çevredeki kızlara.
yayık ağızla konuşmalar, alakasız insanlarla gereksiz samimiyetler, o yayık ağızdan çıkan "eenişteeeğ"ler.
neyse daha fazla anlatmayayım hayal edip hayal dünyanızı çirkinleştirmeyin.
efendime söyleyeyim, bu tip insanın iq seviyesinden şüphe ederim.
olgunluk kadın kısmında erkeklere göre biraz daha erken yükleniyor, erkek kısmında ise sonradan upload ediliyor.
ama erkekler baktığı kadında hem anne şefkati, hem eş sevgisi, hem çocukluk arıyor.
ben hangi kadına olgun derim biliyor musunuz?
hah işte bu üçünü dengeye koyabilen kadına.
o kadın olmuştur beyler/bayanlar.
-11
+
-entiri.verilen_downvote
Bana bu sitede yaşımı söyledikten sonra "olsun ben zaten olgun kadınlardan hoşlanıyorum" diyen oldu. Ciddi ciddi oldu. yaşım 27 bu arada ilginç..
bak yine aklıma geldi dhasjdhsafdh dur burada da anlatayım; erkek yurdunda nasıl bir şamata olduğunu az çok tahmin edersiniz. ya da bizzat yaşayıp görmüşsünüzdür.
bir gün yemekhane sırasındayız. herkes tepsisini alıp sırayla kaşık-çatal, ekmek, yemek alıyor. tam önümde de bizim karşı odada kalan bir arkadaş var. ve biz bu çocukla sürekli tatlı tatlı dalaşırız. o gün de yemekte milföy böreği var.
biz tabii sırada da rahat durmuyoruz, o bana laf yapıyor, ben onu mat ediyorum falan. dikkatini bana fazla verdiğinden herhalde.. kadın buna böreği uzattı, bizimki döndü ablaya şey dedi; abla ben milf böreği sevmiyorum hdjasdhasjdhf
biz tabii dayanamayıp patlattık kahkahayı. yemekhanenin en ucundakiler bile sanki o anı bekliyormuş gibi gülmeye başladı, bir tanesi çorba içerken gülmeye başlamış, az daha boğuluyordu dhjasdhsafha
kadının tabii olan bitenden haberi yok. yani görüyor bir şeyler olduğunu ama milf'i bilmediği için konuya vakıf değil. çocuğun bu kadar basit bir dil sürçmesi yapmasına neden bu kadar çok güldüğümüze mana vermeye çalışıyordu. ama veremedi tabii. yine kuduruk gençliğimize verdi olan biteni.
aradan epey bir zaman geçti. bu malum arkadaşın doğum günü geldi çattı. herkes teker teker gitti kutladı bunun doğum gününü. sıra bana geldi. dedim ki; iyi ki doğdun kardeşim, sen de iyice milfleştin... hdasjdhasfdh
güzel zamanlardı vesselam.
.
not: yurt ortamının en sevdiğim yanlarından biri budur. tatlı bir birlik beraberlik olur. ülkenin dört bir yanından, farklı siyasi görüşlerden bir grup insan aynı çatı altında yaşar ve birbirlerine komşu olur. ve birçok şeyi ortaklaşa yaparsın. doğru kullanımda çok şey deneyimler, çok öğrenir, çok eğlenirsin.
(urfalı bir arkadaş vardı mesela, memleketten çiğköfte yoğurma tepsisi, özel salça, baharat, bulgur vs. gerekli ne varsa getirmişti. evden kaç kişilik için neyi ne kadar katacağımıza dair tarifi de almış zaten. oturduk bir hafta sonu 5 kişilik diye çiğ köfte yapmaya, elimizi korkak alıştırmaya alıştırmaya 20 kişilik çiğ köfte yapmıştık. tadı hala damağımda.. sonra tayfaca yakınımızdaki gençlik merkezine yüzmeye gitmiştik.)
Freudyenlerin düşündüğü gibi oedipus kompleksinden kaynaklanmadığı kanısındayım. Şimdi çocukluğunuza dönelim, dönemin dizilerini hatırlıyor musunuz? Başrollerde birbirinden güzel kadınlar var ve hepsinin yaşı o dönemki sizden büyük değil mi? Pekala, okula gidelim. Mutlaka güzel bir öğretmen vardır, onun da yaşı dizilerdeki (veya filmlerdeki) kadınlar kadar vardır muhakkak. Arkadaşlarınıza ziyarete gidiyordunuz, illa ki içlerinde Stiffler's mom gibi biri vardır. Komşunuz, mahalleli herhangi biri, yolda karşılaştığınız birileri...
Peki akranınız olan kızlarla ne sıklıkla karşılaşıyordunuz? Okulda sınıfın yaklaşık yarısı kızdır belki. Dizi ve filmlerde de belki bir tane küçük kız oynatıyorlardır, genelde oynatılmaz. Komşularınızın yaşınıza uygun kız çocukları olabilir, mahalle arkadaşınız olabilir... Fakat anneler, kızlarını kapsayan bir küme gibi. Akranınızla birlikteyken annesini de görme ihtimaliniz yüksek, fakat yaşça büyük her kadının kızı olmayabiliyor.
Diyeceğim odur ki; milfhunterlar çocuk yaştan itibaren sürekli yaşlarından büyük kadınlara "maruz" kaldı ve kadınlar hakikaten güzellerdi. Akranlarına da ilgi duymuşlardır ama ergenliğe girdikçe kafaları hep olgunlara gitmiştir, çünkü onları akranlarından daha çok ve daha önce gördüler.
"Freudyene şırdan ısmarlamışlar, fallik objedir diye yememiş" deyip entryi sonlandırıyorum.
1
+
-entiri.verilen_downvote
Aklı "Olgun" olsun.
Olgunluk yaş ile değildir. Tamamen akıl ve kendini yetiştirmedir.
Olgun kadınlardan hoşlanıyorum evet ama kendini "Olgun" zannedenlerden değil. Gerçekten Olgun olan, kendisini tamamlayan, öğrenme, entelektüel olma kaygısı olan, farkındalık sahibi ve de kendi ayakları üzerinde durabilen, kendisini yetiştiren kadındır.
Diğerleri kendini "Olgun" zanneder. Kendisini oldum zanneden nice insandan farksızca.